10 Haziran 2012 Pazar

ouch!

- Bu kızı ben yetiştirsem böyle olmazdı! Hep sen yaptın bunu böyle!!


- Sen de oradaydın, yetiştirseydin..


Mutfağın önünden gülümseyerek geçtim ve balkona çıktım.

29 Şubat 2012 Çarşamba

ben bir başkası olduğu zaman

''ben bir başkasıdır'' der sevgili şair Rimbaud. Patti Smith de ''Go Rimbaud, Go Rimbaud'' der.. ikisi de son derece haklıdır.

fakat ben, bazen, hakikaten. bilemiyorum. başka biriyim şuan. her zaman değil bazen, özellikle büyük hatalardan ve düşkırıklarından sonra. artık ben değilim önceki. sonraki de ben olmayacağımdan, içim rahat değil. seçemiyorum.

yarım leylak. çeyrek leylak. biraz sersemlik ama huzur taklidi, bünyemde. etkisi üç saat.

sonra ben, ben. öteki uyurken. ama ufak bir sese bakar, çok hafiftir uykusu.

biraz dinlenmek istiyorum şimdi, izninizle. ben, yorgun hissediyorum.

4 Şubat 2012 Cumartesi

çığlık atacak boş bir oda

I want an empty room
that I can scream in
don't have to believe in
my love, I want to be myself
but not all by myself (not all by myself)

dile getiremediğiniz her şey, en az bir şarkıda, mükemmel biçimde dile getirilmiştir.

Lord Byron der ki...

'' Tüm mesele ruhları görecek gözleri edinmekte ''

benim hayata ve insanlara bakışımı değiştiren sözlerdendir.

28 Ocak 2012 Cumartesi

Moonriver


Oh, dream maker, you heart breaker,
Wherever you're going I'm going your way...

Bu filmin en sevdiğim sahnesidir.pencere pervazında hayale dalmış bir Holly Golightly, yorgun ve zarif bir şekilde gitarını tıngırdatırken, siz onu üst kattan dinleyen komşusu olur çıkarsınız.güzelliği gülümsetir insanı,yapacak başka birşey kalmaz, ardı ardına şarkısını dinlemekten başka.

16 Aralık 2011 Cuma

bir konsept olarak kış

beyaz. açık mavi, pembe. hepsinin önünde siyah ince ağaç silüetleri. battaniye, yorgan, şal. kupa kupa çay. asla tek değil. bal. tarçın.  krem rengi hırka. eve kapanmak ama sadece keyiften.  kırmızı, yeşil ve altın rengi bir yılbaşı hayali. üşenmek. gerinmek.

loş. temiz. soğuk. güzel.

6 Aralık 2011 Salı

sempati?

bazı filmleri daha izlemeden seversiniz. buna belli birşey sebep olmaz, sadece o film sevilmek üzere alınmıştır. başlangıç sahnesinde, ilk melodileri duyduğunuzda, başrol oyuncusu daha belirmeden arkanıza yaslanır ve ''ben bu filmi nasıl biterse bitsin, çok seveceğim.'' dersiniz.

ben çoğu zaman insanlar hakkında da bunu yaşarım.